DEHB yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu genellikle çocukluk dönemlerinde başlayan ve yetişkinlik döneminde de devam eden nörobilişsel bir rahatsızlıktır. En temel belirtileri arasında; aşırı hareketlilik, dürtüsellik ve dikkat dağınıklığı bulunur. Ancak tabii ki her bireyde farklı yoğunluklarda görülebilir yani kimi bireyde dikkat eksikliği daha belirginken kimi bireyde hiperaktivite ve dürtüsellik daha ön planda olabilir.

Detayları gözden kaçıran, görevleri bitirmekte zorlanan veya görev ve sorumluluklarına dahi unutkan olmak dikkat eksikliğinin bir belirtisi olabilirken; sıra beklemekte zorlanma karşısındakinin sözünü bitirmesini bekleyememe ve söz kesme ya da söze atlama, yerinde duramama ve çoğunlukla düşünmeden hareket etme ve konuşma ise hiperaktivite ve dürtüselliğin bir belirtisi olabilmektedir.

Aynı zamanda DEHB’li bireylerde sıklıkla “süper odaklanma” (hyperfocus) özelliği gözlemlenebilmektedir. Bu özellik bireyin sevdiği veya istekli olduğu bir etkinliğe yoğun bir odaklanma gerçekleştirerek diğer çevresel uyaranların tümünü görmezden gelme durumudur. Bu özellik DEHB’in dikkkat eksikliği boyutuyla zıt gibi görünse de aslında DEHB’li bireylerin dikkat düzenleme de zorlanmalarıyla alakalıdır. Bu özellik DEHB’li bireylerin ilgi alanlarında uzmanlaşmalarına ve yaratıcılıklarının artmasına olanak sağlayabilir.

DEHB; genetik geçişi yüksek olan bir rahatsızlık olmasına rağmen, çevresel faktörler ve nörolojik farklılıkların birleşimiyle de ortaya çıkabilir.

DEHB, doğru tedavi ve psikoterapi desteğiyle yönetilebilen bir durumdur. Erken tanı ve erken tedavi bireyin; akademik, sosyal ve mesleki başarılarını artırmada kritik bir önem taşımaktadır. İlaç ve çeşitli psikoterapi yöntemleriyle ile tedavi edilmekle birlikte çoğunlukla bütünüyle bir iyileşme mümkün değildir. Semptomları azaltma ve işlevselliği daha iyi bir duruma getirmek için tedavi uygulanır. Tedavilerin yanı sıra; günlük rutinler oluşturmak, görevleri parçalara bölerek ele almak, meditasyon yapmak ve düzenli beslenmek de dikkat eksikliği ve hiperaktiviteli bireylerin günlük hayatta karşılaşabileceği zorlukları yönetebilmelerine yardımcı olabilir.

Son olarak unutmamak gerekir ki; DEHB bir eksiklik ya da bozukluk değildir. Yalnızca beynin farklı çalışması durumudur. Bu farkındalık ve yeterli bilinç ile yaklaşıldığında bireylerin güçlü yönlerini ortaya çıkarmak mümkündür.